DİĞER
“Ataç’ın 'edebiyat teorisi'yle sistemli bir ilişkisi yoktur. Belirli bir edebiyat ekolüne bağlı kalmak yerine çoğunlukla sezgilerine, öznel yargılarına, zevklerine; okuduğu kitaplardan, dinlediği müziklerden oluşturduğu sanat 'telakki'sine güvenir. Kendi döneminin modalarına, sanat alanındaki egemen yargılara cesurca karşı çıkıp Divan Edebiyatı’nı, alaturka musikiyi Türk kültür hayatından aforoz edildikleri 1930’lu yıllarda sahiplenmiştir.”
"Tanzimat’la beraber geldiğini kabul ettiğimiz heteronormatif ilişkilerin pratikte dışına çıkmayı başarabilmiş ve geç 19. yüzyılın iki queer şairi Çivizade Galip ve Mehmet Celal’in aşkları, yaşamları ve çarpıcı ölümleri..."
"Portreler büyük, görkemli, iyi çalışılmış, derinlemesine çözümlemeler içeren yazılar değildir. Gelişigüzel yazıldığı bile söylenebilir. Onları keskin bir zekânın, külyutmaz bir kişiliğin, hırslı ve hayli öfkeli bir benliğin kalemi yazmıştır. Dünyayı tanıyan bir bilinç, geniş bir kültür etrafına bakmakta, kıvılcımlar çakmakta ve çoğu zaman da kırk birinci odanın kapısını aralamaktadır."
"23 Nisan 1968’de Akşam gazetesinde Çetin Altan’ın kaleme aldığı “Eğlenin yavrularım, eğlenin” başlıklı yazı daha sonra Çetin Altan’ın kendi sesinden plak olarak da yayınlanır. Altan’ın 1968’de yazdığı ve hâlâ eskimeyen bu yazısına Nâzım Hikmet’in “Kerem Gibi” adlı şiiri de eşlik etmektedir."
Norveç Yazarlar Birliği'nin 2021 İfade Özgürlüğü Ödülünü alan İlhan Sami Çomak cezaevinde olduğu, Ahmet Altan da yurt dışı yasağı sürdüğü için ödül törenine katılamadılar. Ödül töreninde okunan konuşmalarının tam metnini sunuyoruz...
" Olay Mahalli sergisi doğal ve kültürel tahribatın boyutları hakkında düşünmeye ve eyleme geçmeye davet ediyor bizi. Hem Germen hem de Boran kontrol teknolojilerinin söylemsel taraflarına işaret ediyorlar. Her ne kadar teknolojik iktidar bu söylemi işletmeye, sızdırmaya çalışsa da, yaşamın kontrol edilemezliğini de akıl da tutmak gerek."
"Hayat Hanım, Türkiye’nin son dönemi hafızalardan silinmesin diye tarihe bir not düşmeye çalışırken karakterler iyiden iyiye silikleşmiş, bireysel psikolojiler önemsizleşmiş, özgül ağırlıklar ortadan kalkmış."
Ahmet Altan Roma Kitap Fuarı’nda konuştu: “Cesaret bir yazar için mutlaka gereklidir. Ama bu söylediğim edebî bir cesarettir. Hapishaneyi göze almaktan söz etmiyorum, beğenilmemeyi göze almaktan söz ediyorum.”
Adania Shibli’nin küçük ayrıntılarla ördüğü kısa romanı bir odaklanma şaheseri, sakin ve kahredici bir zulüm anlatısı.
Ahmet Altan'ın 2021 Femina Yabancı Roman Ödülü'nü kazanan ve kasımda Everest tarafından yayımlanacak olan romanından kısa bir bölüm.
"1970’li yıllarda Hürriyet gazetesindeki bir haberde Nâzım Hikmet ve Memet Fuat’ın yan yana fotoğrafları ve 'Şıp demiş babasının burnundan düşmüş' şeklindeki, Mehmet’i yok sayan manşetini unutamadığımdan, Sibel Oral’ın kitabında Türkiye’de Nâzım Hikmet’in oğlu gibi tanınmasına sessiz kalmasından ötürü Memet Fuat’ı kınadım. 45 yıl önce Nâzım Hikmet’in oğlu olmadığını beyan eden bir demecini yeni öğrendim. Dikkatimi çeken Pera Müzesi Müdürü Birol Özalp’a teşekkür ediyor, özür diliyorum."
“Polemik başlatmak, sansasyon yaratacak bir şeyleri gündeme getirmek gibi bir derdim olmadı. Kitap öyle bir kitap değil. Metni baştan sona okuyanlar bunu zaten anlayacaktır. Ben bir insanın hayatının peşine düştüm, bu yolculukta bana neler olduğunu da yazdım. Mehmet’i yazmak zordu, onun peşine düşen biri olmak da zordu.”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.